Cümleten geçmiş olsun. Her ne kadar en iyi kadroya sahip olsan da, her ne kadar son iki senenin şampiyonluğu ile rakip üstünde baskı unsuru olsan da içindeki kazanma azmi gitmişse başarı gelmiyor. Beşiktaş futbol takımı bu sene ligi idareten oynadı, zorlama oynadı. Alın size örnek; bu kaybedilen derbi maçına ihtiyaç bile olmayacaktı belki de eğer, Kayseri, Sivas, Malatya, Bursa, Konya deplasmanlarından alınması gereken 15 puanın 4 ünü değilde 9 unu alsaydın...

Oralarda hayalet gibi gez ne o şampiyonluk maçında ezeli rakibini deplasmanda yenmeyi bekle. Adam son iki senedir oynadığın helva Galatasaray değil ki.

Giriş cümlesine paralel olarak Galatasaray çok istedi, ısırdı ve aldı. Tabiki Negredo ve Babel’in pozisyonları olsa idi değişirdi iş ama olsa idi. Maçın en kötüsü Tolgay en çok kızılması gerekeni ise Negredo'dur benim gözümde. Medel, Tolgay ve Talisca abinin arkasında öldü, bitti. Hata yaptı mı? Evet. Ama onunkiler çalışan adamın yapacağı türden hatalardı. 2 tane orta sahada seni sömüren takım arkadaşı ile oynamak her yiğidin harcı değil bu kadroda bir tek Medel bu kadar idare ederdi. Mesela Medel yerine, Atiba olsa maç 4'e gidebilir Necip oynasa 30 da 10 kişi kalabilirdi takım. Pepe ligin ikinci yarısında vites düşürdü. Çok kötü maçları oldu. Hamlelerde ağır ve güçsüz gözüküyor. Bu temposuzluğu formsuzluk değil enerji ayarlaması bana göre. Haziran'daki dünya kupasında tekrar yükselişe geçeceğini düşünüyorum formunun.

Tosic de dünün kötülerinden Gomis ile başa çıkamayanlarından. Tosic demişken, belki objektif olmayabilirim ama pozisyonu bana göre penaltı değil kırmızı hiç değil. Bunun yanında Belhanda’nın maç başındaki kasti dirseği net kırmızı. Daha Negredo sakatlanmadan önce Lens’in oyuna girmesini düşünüyordum ki bu yüzden Lens hamlesini yanlış bulmadım. Olaylı Fenerbahçe maçındaki ikinci yarı dizilişi hocanın aklında kalmış (ki orada iyi başlamıştı) Q7- Babel-Lens üçlüsü. Fakat bence büyük bir hata yapıldı kanat seçiminde. Lens sağda , Q7 solda oynamalı idi maç boyunca. Çünkü Gs’nin japon beki öyle fake atarak, topu çekerek geçebileceğiniz tarz biri değil.

Q7'nin her hamlesine aynı hızda karşılık verdi savunmada ve de üstüne üstlük hücuma da sık sık çıkıp yordu. (ilk gol asist) Ama karşısında Lens oynasa ona fizik gücü ile üstünlük kurup, sırtına alıp gidebileceği ihtimalini denememiz gerekirdi. (Tabi bunları yazarken Lens’in futbolu bıraktığını bundan sonraki hayatını Beşiktaş’daki sözleşmesini bitirirken geçireceği zamanların sosyal sorumluluk projesinde çalışan gönüllüler tadında olacağını düşünmüyor değilim) Dünkü maç için olumlu iki satır yazmak için çok zorlar isek, ilk yarıda Gökhan Gönül ve maçın genelinde Adriano diyebiliriz.

Evet bu senelik perde kapandı. Kabul edelim camia yoruldu. Başarısız geçen dönemlerin, feda dönemlerinin ardından gelen iki şampiyonluk, yeni stad, ezici futbol , avrupada tarihi başarılar, come to Beşiktaş, havalanan uçaklar, dizilere konu olmalar falan derken biraz nefesimiz kesildi. Yöneticisi ego, hocası stres , futbolcusu konsantrasyon zehirlenmesi yaşadı. Bu havaya girip kendi gölgende üşüme işi bizim topraklara has gelişmiş futbol ülkelerinde nadir görünen bir hastalık. Belirtilerini tam olarak anlayamıyorsun da son evresi çok net.

Bir anda oldum deyiverip yokuştan aşşağı yuvarlanmaya başladın mı kendine geliyorsun. Şimdi bizim gözler de açılacak inşallah. Tabi sadece içerde aramayalım geldiğimiz durumun nedenlerini. Kem gözler arttı. Sistemin abileri ayaklandı. Bir dakika kardeşim ne oluyor bunlara daha dün biz bunlara üçüncü büyük muamelesi yapıyorduk ne bu futbolun hamisi olmalar falan demeye başladılar.

Farkında mısınız son iki senede herkesin sempati ile baktığı takıma son 6 aydır yüz veren yok. Neden acaba? Bakın bu da bize has bir arıza. Çok okuyanı, çok akıllıyı, çok zengini, çok başarılıyı sevmeyiz. Gitti ya ileri biz gitmeye çalışacağımıza onu çekeriz kendimize. Durumun özeti budur.

Gelelim geleceğe. Önümüzdeki sene çok önemli. Beşiktaş’ın ivmesini çok düşürmeden tekrar yukarı doğru hareketlendirmesi gerekiyor. Evet bir temizlik olmalı ama komple gençleştirme yapılacak dönem değil ne yazık ki. Tekrar yukarı tutunup seviyeyi kaybetmemeli. Avrupa Ligi'nde ve Türkiye’de şampiyonluk hedefi konmalı ve camia bu doğrultuda kendini programlamalı. Tabi bunlar en az 8 oyuncunun alınması bir o kadarı ile de vedalaşılması ile mümkün bana göre. Tabi bu arada büyük bir teknik direktör krizi de potansiyel sorun olarak kapıda olabilir. Tabi son kupa maçından sonra gelişen ve hala kesilmediğini düşündüğüm siyasi baskıların neticesinde daha da büyük değişiklikler ihtimallerini değil dile, aklıma bile getirmiyorum.

Kısacası, macera dolu Beşiktaş sezonuna hoş geldik. Hadi hayırlısı...