Bundan önceki üç maçın ilk yarı temposuna göre Beşiktaş hayli durgun görünse de enerji dağılımı konusunda gayet olumluydu. Gerçi tempo ayarını ağırlıklı olarak Ankaragücü yaptı. Beşiktaş, bu kez maçın tamamını oynayacak gibi hazırlanmış görüntüdeydiler ilk devre.

Takımın ‘’oyun kurucusu’’ ise santrfor Weghorst’tu! Sahayı kapladığı alan ve saha içi pozisyon alışlarıyla oyunun nereden akacağı takıma dikte eder bir tarzı vardı Weghorst’un. Ağırlıkla N’Koudou üzerinden gelseler de önceki maçların aksine bu kez daha pratik göründü Beşiktaş.

Yüksek toplardaki sektirmelerle topu biri ofsayt olan üç kez rakip kaleye gönderdiler. Yine de o kadar orta yapmak zorunda kalınan bir oyuna karşı savunma yapan takım bir biçimde çözüm üretir, Ankaragücü ikinci yarı üretti de… Ev sahibi Ankaragücü ise yüksek yüzde ile oynadı; 46 dakikada iki kez rakip kaleye inip iki gol buldular.

Ömer Erdoğan takımın esas olumlu yanı enerji oyununu seven rakibine top ve alan bırakmayışıydı. Tempoyu ayarlamaya çalışırlarken bunu topu rakipleri kadar ellerinde tutarak yaptılar. Hatta ikinci devre top tutma da öne de geçtiler.

Dele Alli gol harici…

İkinci devreye golle başlayan Ankaragücü, güvenli oynayıp fırsatları gözlerken istediği ritme bir türlü ulaşamayan Beşiktaş’ta Muleka ile Dele Alli goller dışında etkisizdiler.

N’Koudou, Gedson ve Salih’in zaman zaman etki alanına çıktığı karşılaşmada De Souza oyuna girince Beşiktaş rakip alanda bir anda 20 metre kadar ilerledi! O da penaltıyla sonuçlanan baskıyı getirdi. Yine de Beşiktaş önceki maçların ilk devre ya da ilk Kayseri maçının ikinci devre temposuna maçın hiçbir anında ulaşamadı.

Bu tür maçlarda oynayacaklar kuşkusuz. Lakin önlerindeki ilk maç bu sezon güçlerini gerçek anlamda test edecekleri Başakşehir maçı olacak. Son not bir ülke klasiği üzerine; takım ya da oyuncu ayırmaksızın her faule kayıtsız şartsız itiraz, vara yoğa maraza çıkarmaya çalışmak. İşte ‘zorlu lig’in futbolu…

Cem DİZDAR / Fanatik