İşte Eyüp Yardımcı'nın yazısı:

Tasavvuf hayatımızın önemli mihenk taşlarından birisidir Yunus Emre. Gönlümüzün sesidir ve hayatımız için örnek alınacak karakterdir.

Yunus Emre’nin çok önemli sözlerinden sadece birisidir;

“Gezdim Halep ile Şam’ı

 Eyledim İlmi talep

 Meğer ilim bir hiç imiş

 İlla edep illa edep”

Beşiktaş’ın 23 yıllık son zaman skalasının yaşanmışlıkları ile bugünlerde öyle bir dibe vurduk ki! Sadece gelecek adına oturup ibret almak, ders çıkarmak için incelenmeli.

Kulüp yönetimlerindeki başkana dayalı sistemlerin; Sportif Direktör, CEO, öz kaynak gibi tüm gerçekçi olguları nasıl ayaklar altında ezip yok ettiğini Beşiktaş içindeki 23 yıllık süreçte yaşadık, şahit olduk.

Son 23 yıl içinde her başkan değişik sloganlarla geldi. En akılda kalıcı olanlar ise ki tane idi;

“Hesap Sorsana”

“Güçlü başkan”

Olmadı, olmuyor işte ne kadar zorlarsan zorla olmuyor Beşiktaş fabrika ayarlarına dönmüyor çünkü 23 senedir hep birbirinin içinden çıkan ama sonrasında ise hep birbirini beğenmeyen yönetimler, bu yönetimlerin popülist davranışları ile tribünler oluşan yeni bir taraftar, kongrelerde ise bu devamlılığa evet diyecek kongre üyeleri oluşturdular.

Beşiktaş içinde çok büyük bir kesimin Beşiktaş’ı var eden felsefe ve kuruluş ruhu ile ilgili bir derdi yok. Bu kaybedilmişlik kimsenin umurunda değil.

Bi’şekilde görüyorsunuz bu birbirinin her seferinde daha da kötüsü yönetimlerin etrafına hep aynı “şak şakçılar” ve onların bildik “menfaatleri” var.

Bunu başkan olanlar ve olmayı isteyenlerde biliyor ve her şeye razılar.

Önce alkış sonra küfür ve gitmeler…

Son günlerde bir önceki başkan sayın Fikret Orman ve şimdiki başkan sayın Ahmet Nur Çebi arasında diyaloglara ekranlar aracılığıyla şahit olmuşsunuzdur.

Telegol programı yapımcısı Serhat Ulueren’in telefon ile görüşüp programa davet ettiği sayın Ahmet Nur Çebi’nin bir önceki başkan için “Yalancı ya” “Sahtekar herif ya” sözleri ise Beşiktaş başkanlık makamının nasıl irtifa kaybettiğinin belgesidir.

Şimdi Beşiktaş camiasının önünde yepyeni bir sayfa açmak için fırsat var, köprüden önceki son çıkış gibi. Kongre üyeleri bu sefer sadece “Beşiktaş’ın adamı olsunlar” ve oylarını ona göre kullansınlar çünkü bu seviyesizlik Beşiktaş’ı yok etmek üzere…

Saygılarımla