İşte Bayülken'in açıklamaları:

"Ahmet Kandemir antrenörlüğü bıraktı ama yöneticiliğe devam ediyor. Yani yönetici olarak coach Ahmet Kandemir'i işten mi almış? Eğer yöneticilik görevine devam ediyorsa antrenörü de onun seçmesi gerekiyor. Bunu bir Amerikalıya anlatsan anlama şansı var mı? Bir yabancıya izah etsen "nasıl yani?" olur. 

Beşiktaş'a hiç yakışmayan bir durum. Sezon başında "Beşiktaş bu sezonu nasıl oynayacak, amacı ne?" demiştik. Hiçbir şey belli değildi ve en sonunda duvara çarptı işte Beşiktaş basketbol takımı. Yönetim basketbolu gözden çıkarttıysa, basketbol sayın başkan Ahmet Nur Çebi'nin umrunda değilse o zaman versin bir gruba. "Ben burayı yönetemiyorum, beni basketle uğraştırmayın, ben futbolla ilgileniyorum" desin, bir kambur olarak görüyorsa çıksın basketboldan. Böyle saçma sapan iş mi olur? Biz burada kişileri tartışmak zorunda değiliz, Beşiktaş basketbolunun değerinden bahsetmek zorundayız. Başkan olarak sahiplenmek istemeyebilir, genlerinde yoktur, basketboldan uzak olabilir, anlıyorum ama o zaman "ben basketbolu yönetmek istemiyorum" desin, versin birilerine onlar yönetsin ama karışmasın. 

Fenerbahçe Beko yukarda; salonuyla, organizasyonuyla üst seviyede. Avrupa tarzında bir noktaya geldi. Galatasaray bir yapılanma içinde, yavaş yavaş kendini ifade ediyor, takım iyi olsun diye bir çaba var. Sezon içinde oyuncu değiştirdiler, bizim bir hedefimiz var diyorlar. Bu güzel bir şey. Beşiktaş'a bakıyorsun; ben Beşiktaş'ın altyapısından yetişmiş, oradan milli olmuş, orada antrenör olmuş, basketbolla ilgili bir şeyleri paylaşır duruma geldiysem benim her şeyimi borçlu olduğum noktalardan biri basketbol olarak, Beşiktaş. Benim için ayrı bir değeri var. Beşiktaş'ın bu durumda olmasında kimsenin söz sahibi olma hakkı yok. Orada Beşiktaş Basketbol yazıyorsa kimsenin söz sahibi olma hakkı yok, herkesin orada Beşiktaş basketbolunun belli bir seviyenin üzerinde kalmasını sağlaması gerekiyor. Ben başkanın geçen haftaki konuşmasını kabul etmiyorum. Sen bir kulübün değerini, gelirler üzerinden değerlendiremezsin. Orada zaten geçmişten gelen bir sürü insanın adanmışlığı var, emeği var. Ahmet Nur Çebi Başkan, sen biliyor musun o insanların antrenmanlara gelebilmek için verdiği fedakarlığı, sabahın köründe idmana geldiğini, cebinde para olmadan iki sene o takımda oynadığını? Ben 18 yaşında, rahmetli Süleyman Seba beni aradığında, "oğlum takımdasın" dediğinde boş mukaveleye imza atıyordum, yarım maaş, çeyrek maaş aldığım günleri biliyorum. Son maaşımı eşya piyangosu vardı eskiden, eşya piyangosu olarak vermişti Süleyman Seba. Ama hiçbir zaman bundan ne utanç duydum, ne hakkım yeniyor dedim. Çünkü ben hayatımı Beşiktaş'ın değerleriyle beraber organize ettim, sporcu gibi yetiştim. Beğenirsin beğenmezsin, Beşiktaş'ın basketbolda bir marka değeri var. Bunun üstüne ister başkan olsun ister kanal, kimse yorum yapamaz, orada bir değer var. Bunu kimse yaklaşımlarıyla değersiz hale getiremez. Oradaki değerin altını çizmek zorundasın." 

Duhuliye.com