Ayrı bir lig, ayrı bir hava... Takımın özgüvenini yakalaması açısından bu tür maçlar önemlidir... Avrupa arenası vitrindir ve artık iyi futbol iyi sonuç almanın zamanıdır... Lugano maçına bu iç niyet ve temennilerle başladık... Chamberlain görünümlü orta sahaya, Ghezzal sürprizli takviye ile sonucunu merak ettiğimiz bir aksiyon almış Şenol Hoca...

İlk 10 dakika önde yaptıkları sıkı baskıyı kırmamız mesele oldu... İstediğimiz gibi çıkamadık.. Sonra hareketlendik öne doğru, çıkışlar oldu ama önde özgüvensizlikten kaynaklanan çoğalamama gözümüze kıymık gibi batmaya başladı.... Abou'nun ve Ghezzal'ın istediği topları alamaması hücum organizasyonlarını bir bir eritiyordu... İlk yarım saati böyle geçtik ve değişen bir şey yoktu... Orta saha al-ver paslarında devamlılık yakalayamıyor, top kayıpları ayyuka çıkıyordu... Sanki Lugano ceza sahası önünde duvar vardı da çarpıp çarpıp geri geliyordu... Buna önce Ghezzal isyan etti. O duvar dediğimiz yerden rahatsız edici bir şut çıkardı...

Kaleci zor attı dışarı topu ve kurdun dişine kan değdi.... Silkelenen taraftarın uğultusuyla akan oyunda Ghezzal'in ortasına Aboubakar kafayı neredeyse beleş tepeden vurdu... Breh! Breh! Breh! 1-0... 51'de Masuaku'nun değme 100 metrecilere taş çıkartırcasına topu çizgi üzerinde taşıyıp rakip ceza sahası çevresinden geriye, taaa Ersin'e kadar gelince, Aboubakar'ın verin hemherim topu deyip bir ok gibi ileri fırlayışına tanıklık ettik....

Ve yine muhteşem bir gole imza attı Aboubakar...2-0... Tam rahatladık derken Rosier'in kırmızısına denk geldik, canımız sıkıldı... 65'te bir dolu değişiklik yaptık ve iyice geriye yaslandık... Yaslandık da adamlara da bu kadar gelmelerine, şut çekmelerine izin vermemeliyiz diye düşünüyorum... Ve her an gol olacak gibi geliyorlar ve oldu da 2-1... Sonra 2-2.. 2-3... Bitmez ızdıraplar, olmaz olsunlar, isyanlar... Çıkmaz sokaktayız!!!!!

Alen MARKARYAN / Akşam