Avrupa Süper Ligi’yle ilgili global spor kamuoyunda oluşan duygusal reaksiyonu çok iyi anlıyorum.


O hisleri paylaşıyorum da elbette. Bu sporu güzel yapan şey Cizreli Ahmet’in Lizbonlu Jorge ile, Roterdamlı Erwin’in Londralı Jack ile oynama ihtimali.

Sekizinci kümedeki bir çocuğun Şampiyonlar Ligi finali rüyası görebilmesi.

Futbolun kanaat önderlerinin bu düşü yok etmeye kalkması doğal olarak herkesi öfkelendirdi.

Ve hayal kırıklığına uğrattı haliyle. Ancak Avrupa Süper Ligi’nin 12 kurucusunun sesine kulak tıkamak da bence doğru değil.

Perez önderliğindeki patronların da kendilerine göre haklı bir argümanları var:

“Bir gecelik Superbowl’un Şampiyonlar Ligi’nin bir sezonu kadar para basması doğal değil.

Sadece Amerikalılar’ı ilgilendiren NHL, tüm yeryüzünün seyrettiği Devler Ligi’nden daha büyük bir ekonomi yaratıyor.

Bu pastayı büyütmek lazım. Bu pastadan en büyük payı da bizim almamız lazım.

Çünkü futbol seviliyorsa Real için, ManU için, Juventus için seviliyor. Ve maalesef UEFA bu pastayı büyütmeyi beceremiyor.”

ARA ÇÖZÜM BULUNMALI

UEFA, 2024-2027 dönemi için Devler Ligi’ni 36 takıma, grupları 10 maç gününe çıkaran bir proje yarattı ve dün bunu resmi olarak ilan edecekti.

Ancak belli ki dev kulüpleri bu proje tatmin etmedi, alelacele Süper Lig planını ilan ettiler.

Ancak bence bu nihai bir karar değil. 2000’lerde de G14 adı altında aynı kulüpler aynı blöfü yapmış, sonunda UEFA’yı istedikleri çizgiye getirip G14’ü lağvetmişlerdi.

20 yıl sonra bugün de pekalâ benzer bir final mümkün.

UEFA, ESL ile ortak hareket ederek, ortak bir akıl geliştirerek iktisadi olarak doğru adımları atabilirse pekala bu projenin sonu ‘UEFA Avrupa Süper Ligi’ olabilir.

Yani Şampiyonlar Ligi’nin bir miktar esnediği, daha fazla dev kulübe wild card verdiği, maç sayısını ve yarattığı ekonomiyi artırdığı ama yerel ligleri de yok etmediği bir ara çözüm bence olması gereken.

TÜRKiYE’NiN ADI GEÇMiYOR

Tüm bu projede Porto, Ajax gibi kulüplerin adı geçerken Türklerin hemen hiç anılmamasının sebebi son 5 yılda 13’üncü basamağa gerilememiz.

Avrupa Ligi maçlarına yedek kadrolarla çıkan hocalar, bir daha Avrupa Ligi grup maçı göremeyecekler kariyerlerinde muhtemelen.

Ama bu vizyonsuz hocaların, vizyonsuz davranışları maalesef kendilerini değil, Türk futbolunu vurdu en başta.

Uğur MELEKE / Hürriyet