Ne yalan söyleyeyim Beşiktaş taraftarının aldığı her nefesi ciğerlerimde hissederim... Hani ben senin ciğerini bilirim derler ya, öyle...

Bu vesileyle Sayın Başkan sevgili Ahmet Nur Çebi'nin, son röportajında söylediği gibi Alex'in Batshuayi'nin ve Pjanic'in taraftarın baskısıyla alındığına dair sözlerine şaşırdım...

Herkes şaşırdı... Hele Pjanic, Transferin son günü bariyerlerin kenarından 100 lira ganyanla geldi, net... Çok çabuk ve seri gelişti yani...

Batshuayi, Sergen'in istekleri doğrultusunda 4. sıradaydı ve herkes Hulk için deliriyordu... Mitrovic hatta...

Özellikle bu ikisi için en ufak beklenti yoktu anlayacağınız. Neden taraftarı katarak ve neden taraftara çatarak bir yorum yaptı; çözemedim...

Alex gelirse ortalığı dağıtır laflarına şahidim. Çoğu insan bu minvalde görüş bildirdi, eyvallah... Lakin onu kervana katıp, bu üç topçuyu çemkirirken Alex'in hâlâ Beşiktaş'ta oynuyor olması sıkıntı yarattı gibi durdu ki, sonraki röportajında Alex'in diğerleri gibi olmadığı yönünde görüş bildirerek az da olsa gönül aldı...

Benim bu konuyu ele almamdaki esas sebep, başkanı eleştirmek değil aslında; Elli tane iş var kafasında, topçuları karıştırır, zaman kavramını yitirebilir, Olmaması lazım da olabilir diyelim...

Derdim etrafındaki adamlar!!! Danışmanlar, yakın çevresi... Konuşacağı konuları, söylemleri, demeçleri iyi etüt edip, öyle deklare yapılmasını sağlamalılar...

Gerekirse kavga etmeliler! Yüzde yüz doğruya yönlendirmeliler... En ufak falsoya izin vermemeliler...

Durum meşhur patlıcan/ padişah fıkrası gibi olmamalı yani... Temennimiz başkanı doğru yönlendirip, doğru bilgi verilmesi yönündedir...

Neticede Beşiktaş hepimizindir... Anlatabildiysem ne mutlu bana...

GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK

Son zamanlarda Galatasaray'a bağlı birçok spor yazarı veya muhabir, Beşiktaş Kulübü'nün Gedson Fernandes transferini 19:05'te açıklamasına tepki gösterdi...

Tepkiyi verirken de saçma sapan yakıştırmalarla seviyeyi iyice düşürdüler... "Ne demişler"e girip, detay vermeye gerek yok Yazılanlar köşelerinde duruyor...

İyi de arkadaşlar, Bu işler tribünlere oynayıp, taraftara şirin gözükmeyle olmuyor... Normal sorgulaması olan bir insan kafasında der ki, Bu adamlar niye bu dakikada açıklama yaptı?

Değil mi? Niyesi şu... Aslında seviyeyi yukarıda tutma taraftarıyım ama Gedson'la ilgili o kadar çok Beşiktaş'ın elinden alacağız tantanası yapıldı ki, iş bu raddeye geldi...

Gazetecilik yapacaksanız, 'Gedson Galatasaray'da' diye algı yapılıp, ortalığı ayağa kaldıranlara "Öyle bir şey yok" diye çıkış yapacaktınız...

Adam Beşiktaş'ın sözleşmeli topçusu diyecektiniz... O yüzden, Öyle tatlı su kurnazlığına kaçıp, kulübünüzden aferin beklemeli yazılar paylaşmayın...

Ara sıra gerçeklerle yüzleşmek iyidir... Hazmetmek de...

FUTBOL KURALLARI

IFAB futbol kurallarını değiştirmek için baya yol almış... Mönüde, Taçların ayakla oyuna sokulması Faul atışlarının, dripling halinde tek başına da başlatılabilir hale gelmesi, sarı kart gören oyuncunun 5 dakika kenarda beklemesi ve sınırsız oyuncu değiştirilmesi varmış...

Son madde hariç ben tamamım... Ne o öyle zırt pırt oyuncu değiştirmek!? Hiç bir topçu uzun süre almadan kendini gösteremez...

Üstüne taktik faullerle maçın içine edilir Basketbol öyle ama orada süre duruyor... Anlayacağınız o iş yaş...

Hentboldaki 2 dakika kuralı gibi, 5 dakika terlik istirahati harika.... Sarı kartın bir anlamı olmalıydı!!!! Aykut Kocaman'ın kulakları çınlasın taç muhabbeti de tarihe karışacak!!!

Öyle "Riske girmedi topu taca attı" kelimesini spikerin ağzından duymayacaksınız artık!!! Bildiğin ayakla taç büyük risk hatta denger yani... Çabuk hareket edilirse güzel olur...

Netice itibarıyla... Lafın belini kırıp fi nale imza atmak istiyorum... IFAB'a bir öneri de benden...

Hiç bir yerine darbe gelmediği halde mermi yemiş gibi yerde kıvranan oyuncuya hakem direkt müdahale etmeli hakemi aldatmaya yönelik hareketi ceza sahası sınırından çıkarıp sahanın her yanına yayıp, sarı kartla cezalandırılmalıdır diye düşünüyorum...

Futbolun seyir zevkini artırmak istiyorsanız bu şart... Tamam mı IFAB abi!

O 51 KİŞİ!

Geçtiğimiz hafta sonu TFF seçimleri yapıldı... 209 oy kullanıldı... 51 geçersiz oy atıldı... 158 geçerli oyla başkan seçildi...

İyi... Başarılar dileriz... Lakin mevzu o 51 oyda!!!! Bilerek boş atılmışsa, Neredeyse delegelerin 4/1'i çemkirmiş, Haz etmiyor demek...

Yani yeni sezonda işimiz var anlayacağınız...

'Yok bilmeyerek yanlışlıkla oldu' deniyorsa; O 51 kişi oy atmayı becerememiş demek oluyor ki, vay halimize!!!

Daha oy atmayı bilmeyen adamlara futbolumuzu, kulüplerimizi teslim etmişiz baksanıza... Yazık vallahi...

Alen MARKARYAN / Akşam