Şampiyonluğa oynayan bir takım için hiç hoşuna gitmeyecek şeylerden biri kendi evinde puan kaybetmek, mağlup olmak en üst sıralara yazılabilir.

Ama 3-0 öne geçtiğin bir maçı son dakikada yediğin golle berabere bitirmek mağlubiyet kadar ağır gelir.

Hatta psikolojik anlamda kabul edilmesi çok da mümkün değildir.

Beşiktaş dün akşam böyle bir kaderi yaşadı.

Maç sıklığının vermiş olduğu yorgunluk ve üzerine gelen sakatlıklar son dakikalarda bu akıbeti biraz hazırladı diyebiliriz.

Fakat her şeye rağmen 3-0 öne geçmiş bir takımın, hele Beşiktaş gibi hem tecrübeli hem kalitesi yüksek bir ekibin buna müsaade etmemesi lazımdı.

Aslında oyuna baktığımızda goller dışında verilen çok fazla pozisyon yok.

Ama futbol böyle bir şey.

Bazen verdiğiniz 3 pozisyonla kalenizde 3 tane gol görebiliyorsunuz.

Beşiktaş kendi açısından maça çok rahat başladı, istediği gibi de oynadı.

Planladığı golleri de Montero, Josef ve Rıdvan'ın ayağından buldu.

Hatta 3-0'dan sonra oyunu biraz daha temposu düşük kontrollü bir hale getirdi.

Görüntü sanki bu maçın çok rahat biteceği şeklindeydi.

Ama ortaya Adana Demirspor'dan Vargas çıktı ve attığı frikik golüyle bir anda Adana Demirspor'a 'acaba geri dönebilir miyiz' ümidini yarattı.

Maç sonuna baktığımız bu ümidin hem sonuca hem de puana dönüştüğünü gördük.

Dediğimiz gibi oyuncular açısından da teknik direktör açısından da çok kabul edilebilir bir durum değil ama 'futbol boşluk kaldırmıyor' gerçeğini sahada bir kez daha gördük.

Rıdvan, Montero, Josef ve Batshuayi'nin sahada takım performansının üzerinde gösterdikleri çaba 3 puana yetmedi.

Ali GÜLTİKEN / Sabah