Tempo arama zahmetine katlanmayan, bunun için gereken atletizme burun kıvıran ligimizin sıradan ilk yarılarından biri…

Düşüne taşına oynadıkları için bir türlü oyuna hız/ritm kazandıramayan iki takım karşı karşıya.

Tüm ilk devre Rıdvan Yılmaz ile Emre Mor karşılaşması içinde geçti desem yeridir.

Düşünün Rıdvan savunmacı Emre hücumcu ancak savunan sürekli Emre Mor oldu!

Beşiktaş diğer kanadı, yani Rosier / Ghezzal hattını kullanma konusunda ise hayli "tutumluydu!"

Oysa paranın büyüğünü de buraya harcamışlardı!

Tempo yorgunluğa yol açıyor

İkinci devre başında Beşiktaş hücum alanında biraz daha fazla görününce oyun da önce alan olarak sonra ilk devreye göre pozisyon olarak "zenginleşti".

65 sonrası Beşiktaş fizik açıdan gözle görülür biçimde oyundan düştü.

Bundan sonra Karagümrük geldi ancak Josef De Souza korumasında "sabit oynayan" Vida ile Necip tandeminin organize ettiği savunma şut dışında rakiplerine seçenek bırakmadı.

Gerisi de Ersin'e kldı. O da genellikle kurtarıştan öte üzerine gelen toplarda hata yapmayınca Karagümrük baskılı göründüğü devreden gol çıkaramadı.

Beşiktaş açısından önemli bir eksik açıkça göze battı!

Bir parça tempo süratle yorgunluğa yol açıyor.

Bu da Önder Karaveli öncesi antrenman programına dair ciddi soruları beraberinde getirmeli sanırım.

Beri yandan, uzatmalardaki Karagümrük’ün penaltı beklentisi de ülkenin en büyük takıntısı olan "hakeme itiraz"ı br kez daha gözümüze soktu!

Türkiye'eki stadyumların en uzak yedek kulübelerinden birinin önündeki Karagümrük'n "teknik sorumlusu" Volkan Demirel, gördüğünü zannettiği pozisyona itiraz ettiği için ikinci sarı karttan ihraç edildi.

Demirel ilk sarı kartı da taç atışına itirazdan almıştı!

İronik değil mi?

Cem DİZDAR / Fanatik