“BU DÜNYADAN BİR MARADONA GEÇTİ”
Gerçekten çok üzgünüm. Maradona futbolun içinde olan herkes için bu oyunun en önemli figürüydü. Gelmiş geçmiş en iyisiydi. Sadece futbolculuğuna değil, hikayesine de baktığınızda onun ne kadar özel biri olduğunu görüyoruz. Ben Maradona’nın yetiştiği kulübe gittim, Arjantin’e. Halen oralarda oynayan futbolcuların ne kadar iptidai şartlarda çalışıp futbol oynadıklarına şahit oldum. Maradona da tıpkı onlar gibi o ilkel şartlardan gelip futbolun zirvesine ulaştı. Dahası Maradona olduktan sonra da o iptidai şartlar sürüyormuş gibi yaşamaya devam etti. Şimdiki genç oyuncular gibi saha zemininden, çalışma şartlarından şikayet etmeden sadece işini yaptı ve futbol oynadı. En iyisi oldu, diğerlerine ilham verdi. Bir taraftan da özel yaşantısıyla, disiplinsizliğiyle, kötü alışkanlıklarıyla olumsuz anlamda uç bir örnek oldu. Ben kendisinin 90 dakikalık bir maçını anlatma ve 2006 Dünya Kupası’nda kendisiyle tanışma şansına da nail olmuştum. İyisiyle, kötüsüyle bu dünyadan bir Maradona geçti.
“SERGEN YALÇIN: BEŞİKTAŞ’IN MARADONA’SI”
Boca Juniors’un stadı La Bombonera’da şöyle bir yazı vardır: “Boca dinimiz, La Bombonera mabedimiz, Maradona ise Tanrımız.” Maradona her ne kadar çok fazla takımın formasını giymiş olursa olsun Boca ile özdeşleşmiştir, tıpkı Sergen Yalçın’ın Beşiktaş ile özdeşleştiği gibi. Sergen Yalçın Beşiktaş’ın çocuğudur, her ne olursa olsun Beşiktaş ile anılacaktır. Maradona’yı ondan ayıran en önemli nokta, Maradona River Plate’e gitmemiştir, Sergen Yalçın ise Beşiktaş’ın ezeli rakiplerinde forma giymiştir. Yine de bu durum Sergen Yalçın’ın Beşiktaş efsanesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Sergen Yalçın futbolculuk kariyerinde Beşiktaş otobüsünden indikten sonra Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’a gitmiştir ancak bunları adeta o kaçırdığı Beşiktaş otobüsüne yetişebilmek için yapmıştır. İmza töreninde bile 25 bin Beşiktaşlıyı tribünlere çekmeyi başarmıştır. Yetenekleriyle, forma numarasıyla ve özel yaşamıyla Beşiktaşlıların Maradona’sıdır.
“DERBİNİN FAVORİSİ YÜZDE 51…”
Sergen Yalçın futbolculuk kariyerinde Beşiktaş’taki en parlak performanslarına, en güzel gollerine Kadıköy’de imza attı. Bu anlamda değişik, hikayesi olan bir maç olacak. Beşiktaş’ın bu maçta Sergen Yalçın’ın antrenör becerilerine, göstereceği farklılıklara çok ihtiyacı var. Pandemi sürecinden dolayı bugün var dediğimiz oyuncu maçtan bir gün önce olmayabiliyor, teknik adamların da işi zor ancak Sergen Yalçın mutlaka oyun planında bir farklılık ortaya koymalı. Bir kere Beşiktaş'ın Atiba ve Aboubakar'ı fanusa koyup her türlü kazadan, beladan, hastalıktan koruması lazım. Sergen Hoca da bu maçta her zamanki ezberinden saparak futbolculuk döneminde yaptığı farklılıkları sahaya yansıtmalı. Derbide genç bir hakem ataması olacak. Eğer ki seyirci olsaydı kadro kalitesi, seyirci ve hakem faktörü gibi sebeplerden ötürü Fenerbahçe yüzde 75 favori derdim ancak bu koşullarda Mustafa Denizli’nin ünlü sözü gibi yüzde 51 diyorum. Her zaman söylediğim gibi; yönetim, hoca ve taraftar üçlü bir sac ayağıdır. Bu ayaklar birlikte hareket ettiği zaman başarı gelir. Sergen Yalçın maç kazandıkça bu uyum güçlenecek, Fatih Terim gibi tartışılmaz, takımıyla özdeşleşmiş bir teknik direktör olacak. Bu maç da Sergen Yalçın’ın o geniş kredisini kuvvetlendirecek olan maçlardan biri.
Duhuliye.com ÖZEL HABER
