Derbiyi gerdie bıraktık ve geldik Giresunspor maçına. “Valerien Ismael'i yeme operasyonu”na biraz ara verildiyse Beşiktaş camiasının artık işlere dört kolla sarılma vakti gelmiştir. Beşiktaş'ın olumlu ve olumsuz istatistiklerini oturup anlatmak işin kolayı. Gerçek olan şey ise Beşiktaş'ın son üç maçta sadece iki puan almış olması ve halen de henüz kaybedilmiş herhangi bir şeyin olmamasıdır. Ama altını kalın forforlu kalemle çizmek gerekir ki Beşiktaş'ın Giresunspor deplasmanında olası bir puan kaybında puantajda ağır yara alacağı ve psikolojik olarak şampiyonluk hedefinden kopabilecek olmasıdır.

Yönetim Teknik Direktör Valerien Ismael'in istediği kadar arkasında durduğunu beyan etsin, hedeften koparsa bir takım o organizasyonda her türlü taşlar yerinden oynayabilir. Şunu belirtmeliyim ki Valerien Ismael'e yapılan eleştirilerin bir kısmının gerçek ve olduğudur ama diğer büyük bir kısmının da yersiz ve “vurun abalıya” kıvamında olduğudur. Derbide bile gördük sahada yere toplam 22 futbolcunun içinde gerçek manada kaliteli ve fark yaratabilen oyuncu yok. Ghezzal sahaya girene kadar bunu idrak edememiştik. Gerek Beşiktaş cephesinde, gerek rakip Fenerbahçe cephesinde. O yüzden “ValerienIsmaelİstifa” hashtag'i açanlar, Şenol Güneş'i TT yapanlar ya futbolun geçreklerinden tamamen uzak bir gezegende yaşıyorlar ya da başka bir operasyonun tetikçiliğini yapıyorlar.

Belirttiğim gibi derbide de bunu net gördük. Beşiktaş'ın mevcut teknik direktörüne elinde Quaresma veta Anderson Talisca varmış muamelesi yapmayı bırakmalı kamuoyu. Vazgeçsinler. Oyuncu değişiklikleri, oyunu okuma ve oyuna dokunuşları konusunda ben de Valerien Ismael'in oldukça eksikleri olduğunu düşünenlerdenim.

Beşiktaş'ın oyunsal olarak Ghezzal'ın yokluğunda Muleka'nın sağda oynaması sebebiyle akan oyun içinde 4-3-3 gibi oynadığını söyleyebiliriz. Her ne kadar bazı maçlarda 4-2-3-1 olarak yazılıyor olsada. Ghezzal ve N'Koudou'nin dönüşüyle Beşiktaş'ın tam olarak 4-2-3-1 oynayabileceğini düşünüyorum. Ek çözümün ise Cenk Tosun oyunda olmasıyla 4-4-2'ye döneceğini söyleyebiliriz. Giresunspor maçında ilk 11'de Cenk Tosun süprizi bizi şaşırtmamalı.

“At Weghorst bir şeyler olur” oyun anlayışı ve bu konuda ağır eleştirileri son derece doğru. Zaten Beşiktaş'ın akan oyunda çok ciddi sorunları olduğunu düşünüyorum. Şimdi Salih Uçan'ın sakatlığı sebebiyle bu Beşiktaş'ı daha da direkt oyun oynamaya itecektir. Çünkü Salih sezon başından beri, biraz da Ghezzal'ın yokluğu sebebiyle akan oyunda hücumsal oyun planı işleyebilen tek oyuncusu görünümdeydi.

Bu yüzden herkesin derbide beğenmeyip eleştirdiği Dele Alli, Giresunspor maçında yeniden ilk 11'de olacaktır. Olmalıdır da. Dele Alli'nin derbide yokları oynadığını iddia ediyor ben açıkçası oyun planına sadık, defansif özellikleri biraz ortaya koyan bir profil çizdiğini düşünmüyorum. Eksiği ise ondan beklenen hücumdaki ekstraları yapamamış olmasıdır. Ama bu kadar direkt oynayan bir Beşiktaş'ta rakip ceza sahası önü ve içinde olmayan pas trafiğinde nasıl yaratacı olabilir, bu beklenti içinde olup bu yüzden Dele Alli'yi eleştirenleri de anlam vermek güç.

Giresunspor maçı Beşiktaş'ın ya performans anlamda patlama yaptığı ve sezon sonunda şampiyonluk hikayesinin başlangıç noktası olarak hatırlanacaktır ya da psikolojik olarak sezonu kapatmasına neden olacaktır. Bu sezon Giresunspor'un derli toplu bir oyun oynadığı bir gerçek. Zaten şunu belirtmek lazım, bu sezon ligde kolay maç yok bence. Beşiktaş'ın her şeye rağmen maçı kazanacaktır ve lige geri dönecektir diye düşünüyorum. Takım sporları, biraz hayat gibidir. Hiçbir şey sonsunza kadar iyiye gidemeyeceği gibi hiçbir şey sonsuza kadar kötüye de gidemez. Bu hafta artık Beşiktaş'ın maç kazanma vaktidir. Beşiktaş'ın kazanma vakti gelmiştir. Beşiktaş, bu maçta rakibi değil, “kötü gidişi” durdurmalıdır.