''Sezon bittiğinde taraftarlar ilk yarıdaki derbi performanslarına bakıp çok rahat bir şekilde şunu söyleyebilirler, Fenerbahçe için ilk yarıdaki 3 derbi maçında gol atamamışsın, toplamda 1 puan alabilmişsin, Galatasaray’a da içerde 3'lük olup kaybetmişsin, yani iyi durumda değilsin bunu söylerler. Fenerbahçe Beşiktaş maçında çok kötü oyun oynamadı, oynaması gerektiği gibiydi. Trabzon maçında Idare etti, ancak en büyük gaf Galatasaray maçıydı, o maçta hiçbir şey oynamadı, Galatasaray net oyunla, ne yaptığını bilen bir taraftı.

Beşiktaş’a gelecek olursak, Fenerbahçe’ye karşı ilk maçta beklentinin altında oyun oynadı, son bölümde bir çok gol pozisyonu buldu, hatta Nkoudou’nun üç net gol pozisyonu vardı. Beşiktaş makule yakın oynadı, ama daha iyisini oynayabilirdi. Trabzon maçı 2-2 lik maç, orada bir sıkıntı yoktu, Galatasaray maçı Şenol hocanın ilk deplasmanıydı, kadroda eksiklikler vardı ve ligin en güçlü takımına kaybetti. Derbi karnelerindeki en ciddi durum Fenerbahçe’nin Galatasaray’a ağır kaybetmesi.


Milli takımlara çok oyuncu veren ekipler, özellikle de farklı farklı milli takımlara gidiyorsa oyuncular, orada bir etki bırakıyor. Benim kulüplerde çalıştığım dönemlerde, çok milli takımlara giden gruplar olması, hafta içi çalışmalarında kalan oyuncularla çalışmak biraz zorlaşıyordu, bir taraftan bakarsan iyiydi genç takımdan oyuncular geliyordu onlara bakılıyordu. Sakatların rehabilitasyonu vesairesi, ama her bir oyuncu, hiçbiri bıraktığınız gibi geri gelmiyordu. Her biri bir hikaye ile geliyordu, yani ya bir başarı hikayesi ile geliyordu ya da başarısızlık hikayesi ile. Hayal kırıklığı oluyordu, biraz rehabilitasyon gerekiyordu. Milli takım dönüşleri antrenör ve ekibinin mesaisini her zaman arttırır.''