Hep sonuca göre tavır alıyoruz biz. Ama hiç o sonuca götüren nedenleri önemsemiyoruz.

Oysa ki sadece sonuca bakmak hiç bir şeyi açıklamaz.

Ve sadece sonuca bakıp “Ah vah” etmek de hiç bir şeye yaramaz.

Şimdi futbol dibin dibine vurmuş ya herkes büyük eleştirmen.

Hem de en çok on yıllardır suyun başında olanlar işin başını çekiyor.

Sanki futbolun gidişatında asıl kendileri sorumlu değilmiş gibi. Yani meydan da, söz de eskiden olduğu gibi yine onların. 

Ama değişen yine bir şey yok. Yine esasa sorunların kaynağına ilişkin en küçük bir dokundurma yok bu futbol eleştirilerinde.

Kafalar aynı çünkü; sonuca göre değerlendirme yapmak ve daha da önemlisi yine iktidarlarını sağlama almak için “U dönüşler” yapmak.

GÜNE GÖRE GÜZELLEME

Son bir kaç gündür bir Ömer Erdoğan güzellemeleri almış başını gidiyor medyada.

Sanki Ömer Erdoğan piyasaya yeni çıkmış bir teknik direktörmüş gibi.

Eğer Hatayspor cumartesi Beşiktaş’la oynayacak olmasa yine aynı güzellemeler yapılır mıydı sizce? 

Hani Okan Buruk’a, hani Çağdaş Atan’a methiye düzenler? 

Nerelerdesiniz? Bu teknik adamların yetenekleri birden bire yok mu oldu ki unutup gittiniz?

Diyorum ya bizde sadece sonuca göre yorum yapılıyor. Ne sürece bakılıyor ne de yapılan işlere. Ne düne ne bugüne.

Ömer Erdoğan’ın takımı şu an aynı futbolu oynamasına rağmen ikinci değil de onuncu sırada olsaydı yine aynı güzel sözler söylenir miydi hakkında?

Çünkü futbolda her zaman en doğru seçimleri yapsanız da istenilen sonuçları alamayabilirsiniz.

Özellikle daha dar imkanlara sahip kulüplerde.

O yüzden bir takımı ve hocasını değerlendirirken yalnızca sahada alınan skora göre puan vermek çok yanıltır insanı. 

ALTYAPI DA ALTYAPI

Bir tek şey öğrenmişiz futbolun yaralarının tedavisinde, altyapıya yatırım yapmak.

Ne zaman işler sarpa sarsa herkesin dilinde altyapı. Ve sanki altyapının önündeki tek engel de yabancı futbolcularmış gibi hemen bir yabancı futbolcu sayısı gündeme gelir.

Bunlar tabii ki futbolun temelden düzenlenmesinde, ülkede futbolcu yetiştirilmesinde etken olan önemli faktörler.

Ama iş o kadar basit değil. Hani hep Danimarka örnek gösteriliyor ya en fazla kendi liglerinde yerli oyuncu oynatan ülke olarak, acaba Danimarka’nın futbola bakışını, altyapıda izledikleri yolu da inceleyen var mı hiç?

Ekrana çıkmak için “altyapı” lafını ağzına dolamış siyasetçiler var mı orada mesela? 

Gerçi incelesek de ne olacak. O kadar farklıyız ki Danimarka’dan.

Orada siyasetin ve muktedirlerin futbola dahli nasıl mesela.

Demokrasisi gelişmiş, görevlerin liyakate göre dağıtıldığı ve bağımsız kurumların olduğu bir Avrupa ülkesinde siyaset mi futbola hizmet eder yoksa futbol mu siyasete hizmet eder mesela?

ALTYAPININ ÜSTÜNE OTURMAYIN!

Yani köklü değişimlere ihtiyacımız var bizim.

Öyle yok yabancı sayısı yok borçların yapılandırılması yok alt yapıya önem verin nasihatleri, yok MHK başkanını değiştirmekle falan yapamayız bu köklü değişimleri.

Ancak sonuçları değil nedenleri görmeye cesaret edebilirsek başarabiliriz.

Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet