Gelelim asıl konumuza...

Kadrosundan 4 ismi Katar'a yollayan, son üç sezonda kadrosunda bulunan 3 oyuncuyu Dünya Kupası'na göndermiş olan Beşiktaş, FIFA dayanışma payından (Kulüplere ödenen oyuncu başı günlük 10 bin dolar yardımdan) en çok fayda sağlayan Türk kulübü oldu. Şu ana kadar 600 bin doları cebe koydu. Kader biraz zorlasa; Hırvatistan (Vida), Hollanda (Weghorst) Finale yürüyebilseydi bu tutar 700 bin doları bulabilirdi. Yaklaşık 12 milyon lira. Temiz para!

Bu durumdan, transfer politikası aklayan bir yönetim başarı hikayesi çıkarmayacağım kesin. Çünkü futbol bir yana, amatör branşlarda camia dibe uzanmış durumda ve iyimserlik  “Artık daha fazla düşmeyiz” demekten farklı bir şey olmaz bu tabloda.

Bu camianın temelleri atıldığında kolonların başında amatör branşlar yer aldı. Bunların en başında gelen branşlarda tam bir trajedi var ortada. Erkek ve Kadın Basketbol takımları bu sezon ligde oynadıkları toplam 18 maçın 14'ünü kaybetmiş durumda. Diğerlerine bakmaya gücüm var ama yazmaya mecalim yok.

Gelelim her şeyi görmezden gelmemize neden olan branşa, camiada Fado, Fiesta ile aynı etkiyi yaratan futbola!

Valerien ismael döneminde son 5 dakikada yediği gollerle tam 5 puan bırakmış takım. Hatay, İstanbul ve Alanya maçlarında 2 değil 7 puan alabilmiş olsa; Galatasaray ile aynı puanda, Fenerbahçe’nin 2 puan gerisinde şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacaktı. Ceyhun Kazancı’yla yapılan son röportajlarda okuduğuma göre, kendisi Ismael tercihinden pişman değilmiş! O dönem sonuçlara bakıldığında sonuçlar kötü değilmiş fakat algılar gerçeği değiştirmiş! Bunu ilk söyleyen kişi Başkan Ahmet Nur Çebi aslında. Şenol Güneş’in imza töreninde böyle demişti Başkan. “Sezon başında başlatılan maksatlı bir algı operasyonunu sonunda..." diye başlayan bir cümleydi. Yani hoca iyiymiş ama arkasında duramadık anlamında. Olaya bak! Kimse bakmadı. Konu kapandı! Yine de lig uzun bir maraton ve sadece üçte birlik bölümü geride kaldı. Galatasaray maçındaki tutuk görüntüyü silip yepyeni bir başlangıç yaparsak, ikinci yarı Fenerbahçe ve Galatasaray’ı mağlup edersek belki işin içinde oluruz.

Hedef şampiyonluk olsa da, ne olursa olsun Avrupa Kupaları  için mücadele bırakılmamalı. Defalarca söyledik, bir kez daha yazalım. Şampiyon olamamak bir başarısızlıktır bu camiada. Beşiktaş’ın Avrupa’da olmamasıysa büyük bir ayıptır. Üstelik 120. kuruluş yılında.

Gelelim transfer dedikodularına...

Bence direkt sağ önde oynayacak sol ayaklı bir oyuncuya ihtiyaç var. Böyle bir transfer hem Ghezzal'ı yedekleyecek, hem de Ghezzal'ın olmadığı bölümde eksikliğini hissettirmeyecek biri olmalı. Fakat bu isim Asla Caner olmamalı. Bu kadar da bile bile lades olmaz. Sergen hoca sonuna kadar haklı olarak takımda kalmasına kesinlikle müsade etmedi. Fenerbahçe tarafı neredeyse teneke bağlayarak gönderdi. Şimdi Karagümrük dahi vazgeçmiş  gözüküyor ama medyada anında Beşiktaş haberleri yapılıyor ve bu haberler basit bir mantıkta destekleniyor.  Nasıl bu kadar unutkan olunabiliyor? Nasıl bu kadar gaflete düşülebiliyor? Nasıl buna ihtimal verilebiliyor? İnsanın artık aklı almıyor! Nasıl bu kadar ‘Vasatizm’ düşkünlüğü olabilir insan kabul edemiyor! Tabi haberleri doğru varsayarak konuşuyorum. Ayrıca doğru olmasını arzulayan bazı sosyal medya taraftarları için tabi. Bakın gerçekten adamın oynadığı sol bek mevkisini ve buna uyumluluğunu falan geçtim. Mesela bu seneki bir örnekte, Caner'in savunma arkasına atılan bir topta yaptığı koşuyu falan görüp gülerek izledim. Rakip güle oynaya golünü attı. Kızıp eleştirenler, şike ile suçlayanlar falan vardı. Halbuki bunca senelik tecrübeye sahip futbolcu olduğu halde adamın işte en temel konularda bile büyük eksiklikleri var ki. Her zaman böyle şeyler yapıyor. öyle saçma sapan hatalar zaten bu adamın imza hareketleri.

Sosyal medyadaki popülist odaklar "Ya baba alacaksın Caner'i,  2 metrelik Weghorst'a ortalayacak anlatabildim mi?" seviyesinden bakabilirler ama Caner’i geri getirmek tarihin en büyük gafletleri arasında yerini alacaktır. En ufak dahi olsa kabul edilebilir tarafı yoktur. Böyle bir şeyin ihtimali ve konuşulması dahi korkunç bir hatadır.

Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye geri döndükten sonra oynanan ilk Fenerbahçe - Beşiktaş derbisi öncesi instagram hesabından "İnleyen nağmeler" temalı paylaşım (gönderme) yapan Caner Bey’i geri alacağı şeklinde haberler spor basınına yansıdı. Henüz doğrulama veya yalanlama yok ama önden uyandırayım dedim. Gerçi bu bilginin yönetim için bir sorun teşkil edeceğini sanmam ama taraftarın haberi olsun, kurumsal hafıza önemli. Bu işin sonu Tümer Metin’i sportif direktör yapmaya falan gitmesin.

Geçelim.

Futbol dünyasının en prestijli ödülü Ballon d'or'u düzenleyen spor dergisi France Football, geçtiğimiz günlerde dünyadaki en iyi atmosfere sahip 30 stadyumu listeledi. Vodafone Park, Ülker stadyumu ve Nef Stadyumu’nun da yer aldığı listede, Türkiye’den zirveyi Beşiktaş aldı. Zirveyi Arjantin ekibi Boca Juniors'un Stadı La Bombonera alırken, Türkiye’den de 3 takım listede kendine yer buldu.

France Football'un yayımladığı dünyanın en iyi atmosferlerine sahip statlar listesine Beşiktaş, 7. sıradan dahil oldu.

Galatasaray, 11. sırada kendine yer bulmuş.

Artık lig başlasın da tribünden maç izleyelim. Ya da maçtan tribün izleyelim. Futbola hasret kalanların, futbol ülkelerini kıskandıran ambiyansında.

Erdem Ulus / Duhuliye