İki takım da neredeyse yarımşar takım eksik çıktılar sahaya… İlk yarıda iyi oynayan bir F.Bahçe izlerken (20 dakika 10 kişiydiler) Beşiktaş inanılmaz bireysel hatalarla kendi oyununu inkar eden bir görüntü içindeydi… Genç kaleci Ersin, Gökhan, Vida ayakta kalan 3 kişiydiler desek abartmış olmayız.

Beşiktaş devreyi gol yemeden tamamladıysa bu üçlünün eseridir… Boateng, Burak, Lens yerlerinden kıpırdamadan devreyi tamamladılar, Atiba ve Elneny de her zamanki görüntüden çok uzaktılar.

Sergen hoca baktı olmayacak, Diaby'i attı sahaya, ardından da Necip'i… Zaten başka şansı da yoktu… Hani bir oyuncu sakatlansa muhtemelen Sergen hoca kendisi girmek zorunda kalabilirdi!

Fenerbahçe doğal olarak yorulup Beşiktaş biraz kıpırdayınca 7 dakikada iki gol buldu. İkisi de savunmacılardandı; önce Vida, sonra Gökhan çıktı sahneye… Diaby'nin de oyuna bir hareket getirdiğini kabul edelim… Bunu söylerken, bu oyuncu et mi, balık mı, tavuk mu, hâlâ anlayamadığımı da itiraf etmeliyim!

Yani ilk yarıda kaleyi canla-başla savunanlar ikinci yarıda da rakip kaleye yüklendiler… Bu 3 puan Beşiktaş'ın üçüncülük iddiasını son haftaya taşımasını sağladı.

Bunu başardıkları anda ilk üçte, üç büyüklerden biri bulunabilecek.

Aksi halde, hep birlikte tarih yazmış olacaklar.

Vedat Muric sıradan bir pozisyonda, arkadan, önce dizi, sonra baldırı yokladı, adeta kırmızı görmek için çaba harcadı!

Sonra sınırdaki oyuncular Deniz, Tolga ve Jailson cezalı duruma düşmeyi başardılar! Garip! Ligi erken bitirmek ister gibiydiler….