Alman bir futbolcu geldi bu takıma hatırlar mısınız? Hani bir araba gol attı.. Sonra biz ona Eyşan adını taktık bildiniz mi? Balık hafızalıyızdır vesselam ama biraz kafaları zorlayalım.

Ne demişti bu vatandaş gitmeden hemen önce? Hani terör, merör, babası, karısı vb. gibi bahane olduğu belli olan açıklamalarından da önce. NTV Spor canlı yayınında aynen şunları söylemişti "Önümüzdeki sezonun planlaması, transfer politikası ve yapılacak hamleler benim için yeterli olur ise burada kalmayı isterim" Adam büyük golcü. Bir iki pozisyon sonrasının hesabını yapanlardan. Büyük resime bakanlardan. Günlük hesap peşinde koşmayanlardan. Aslında tam da bunu söylemiş. Sizler günlük hesap peşinde koşuyorsunuz, yaptığınız hamlelerin hiçbir alt yapısı yok, saldım çayıra mantığı ile yönetip-yönetiliyorsunuz,planınız programınız yok, es kaza başarı gelse bile sürdürülebilir olamaz mutlaka bir gün çakılırsınız demiş meğerse.. Hakikaten de transferrin son günü gelen Talisca – Abuş düşeşi ile ilk sene iyi bir Avrupa macerası (Uefa çeyrek final) , 2. Şampiyonluk ardından rekor bir Şampiyonlar Ligi grup skoru ve çöküşün başlangıcı. Sadece Eyşan da demedik kendisine üstelik. Bizim aklı evvel yetkililerimiz Mario Gomez’i muhattap alıp o sürünsün küme düşen takımlarda biz göklerde uçuyoruz evelallah demelerini de atlamayalım..Ne oldu? Geldiğimiz nokta nedir? Güçsüz, inançsız,havasız,dağılmış bir oyuncu grubu, bence gereksiz fazla destek alan her yönü ile bugünün koşullarına uygun olmayan (psikolojik,motivasyon,bilgi) bir hoca, nasıl olsa da kazasız belasız topuklasak da şu cenazeyi Serdar Adalı’nın kucağına bıraksak diyen bir yönetim, kafası karışmış , eski stadını özleyen, kime nasıl sallanacağını bilemeyen bir taraftar ve maaşlarını devamlı geç alan mutsuz kulüp emekçileri. Gerçekten ama gerçekten tebrikler. Emeği geçen herkesi alkışlamak lazım. Vallahi de Billahi de bravo size..Pırlanta gibi takımı , üstünden insan kalitesi akan oyuncu grubuna sahip takımı , sakatım ayağına maça çıkmayan , zor günlerde takımı yanlız bırakan sözde dünya yıldızları dolu takıma evirdiğiniz için bravo. Feda deyip , Escudeleri , Gökhan Süzenleri alkışlamaya koşan, stad stad arma peşinde gezen bu taraftarı daha maçın bitmesine yarım saat varken kendi oyuncusuna yuh çektirmeyi başardığınız için bravo. Bir Bravo da futbolcu grubuna. Param zamanında yatmıyor diye çalışmayan, beyni dahil her tarafı yağ bağlayan, sahada yürüyecek hali kalmamış , yaptıkları sözleşme ile er yada geç faizi ile alacağını bilenler size de bravo. Tekrar ediyorum; dün size yuhluyorlar diye içinizden saydırdığınız tribündeki binlerce insanın toplamının hayatında kazanmamayacağı kadar parası banka da olanlar alamadığınız, geç aldığınız paranız batsın inşallah.

Yekten söyleyelim..Bu gidiş gidiş değil. Camia sağa çekmeli ve biraz durmalı. Çünkü inecekler var. En inmesi gerekenler en arkada yada en yukarıda oturuyor. Bunun zamanlaması hemen şimdi mi olmalı yoksa yıl sonuna göre mi plan yapılmalı zor karar. Çünkü bu senenin planlaması yapıldı, taahhütler verildi ve müsabakalar dolu dizgin gidiyor. İçinde bulunanlar üstüne düşen yükümlülüklerini öyle yada böyle yapacaklar. Takım ligde, yukarıyı da zorlaya bilir aşşağı tarafı da. Ama temizlik yada arınma mutlaka olmalı. Öncelikle profesyoneller. Şenol hocanın insanlığına yada Beşiktaş’a yaptığı katkıya laf etmeden saygı çerçevesinde yolların ayrılması gerektiğine inanıyorum. Hocanın bu takıma verecek hiçbirşeyi kalmamıştır. İşini düzgün yapmamakta belki de yapamamaktadır. Olaylı Fb maçından sonra silkelenmesini beklediğimiz Şenol hocamızın takımı geçen seneyi 4. Bitirmiş bu sene de aynı yerin en kuvvetli adayı halindedir. Hocanın, takımı fiziken güçsüz, taktik anlayışı sıfır, kurguda akıl almaz hatalar var, oyuncu değişiklikleri ve zamanlamaları hatalı , yaydığı enerji desen yerlerde. Bunları söyleyene hocanın suçu değil deniyor. Hadi Kabul edelim ki, hocanın fikri alınmadan bir çok hamle yapıldı, bir çok şey kontrolü dışında gerçekleşti. Kalmasını istediği oyuncular satıldı istemedikleri alındı. Önce oyuncuların parasını ödeyin dedi yapılmadı. Eeee? Sayılmıyorsa,saygı duyulmuyorsa o zaman niye duruyor sayın Şenol Güneş o mevkide? Bırakalım yalancı kahramanlıkları Şenol hocaya sahip çıkma eyyamcılığını. Hocaya kal demek kendisine yapılan bir ayıptır. Gitsin geçsin milli takımın başına yine hepimizin Şenol hocası olmaya devam etsin. Burada kalarak kendini daha fazla yıpratmasın.


İnecek diğer yolcular bizim delikalı ayaklarından çok elleri ile trip yapan topçular. Guardiola bile gelse bu camiada barınmayacak oyuncularımız oldu ne yazık ki. Bazılarının sportif meziyetleri, bazılarının karakteri, bazılarının ise her iki özelliği bu camia ya uymayan bir futbolcu grubumuz var kabul edelim. Min 10 ve üstü oyuncu ile yollar ayrılmak zorunda bu yaza kadar. Güç, taktik,teknik özellikleri olduğu kadar insani kalitesi üstün,takım ruhu olan, pozitif genç arkadaşlar hedeflenmeli. Örnek mi ? Aslında elimizde var idi biz bozduk. Ben Olcay-Necip-Ozi-Cenk arkadaşlığının yaydığı enerjinin kokusunu , Pepe-Q7 – Love- Babel den gelen züppe , pahalı , havalı parfüm kokusuna bin kere tercih ederim.

 

Evet beğenmediğimiz , aman küme düşme dediğimiz Fb’nin durumundan farkımız yok, belki de daha da kötü durumdayız çünkü onların en azından şimdilik güçlü bir yönetimleri var. Biz de ise Mart ayına 7 ay kala sırf ego uğruna seçim yapmış ,beğenmediği kendine karşı gördüğü kişileri temizlemiş bir başkanın yönetimi. Hala beğenmeyen beyaz kağıda atar imzasını gibi kendi yöneticisini bir nevi tehtid eden dengenin tamamen kaybolduğu anlayış sürmekte. Ben Fikret Orman’nın Beşiktaş’ta başkanlığının son aylarına (belki de şok bir manevra ile daha da kısa) girdiğini düşünüyorum. Kendisine objektif (TFF gibi) bir pozisyonda görev verilirise belki futbol dünyası içinde kalır ama o da olmaz ise Serdar Bilgili modeli gibi sırra kadem basacaktır tahminim. Ama hesabı nedir tam çözemiyorum. Yukarıda söylediğim gibi Serdar Adalı mı yoksa başka birine mi devir teslim yapacak onu kestiremiyorum. Çok sıkıcı ve sonunda ışığın henüz görünmediği bir tünelden geçiyoruz. Özellikle taraftarın sakin kalmaya ve durumun daha da kötüleşmesini engellemeye yardımcı olması ön şart. Dünkü maçtaki protestoların çoğu doğru ve yerinde idi. Kim emek veriyor kim bu takıma zarar veriyoru anlattı taraftar.Ama bundan sonrası için dikkat. Taraftarlığın en zor dönemi başlıyor. Çok kızsan da kendi kendini yesen ve de üstelik haklı olduğuna emin olsan da içine atıp destekleme dönemi olmalı bu dönem. Aylardan Kasım, sene sonuna çok var. Hadi Ocak’ta küçük değişiklikler olsa da sınırlı kalacaktır ve takımın özünde budur. Desteklemek , onlara moral verip daha fazla verim almaktan başka çare yok. Tecrübe ile sabittir ki taraftarın peşini bıraktığı hiçbir sezon başarı getirmemiş işler olduğundan da kötüye gitmiş, daha da acısı daha çok üzülen yine taraftarın kendisi olmuştur.