Son zamanlardaki yazılara 'amma olumsuzsun, biraz da iyi şeylerden bahset' diye eleştiri alıyorum. Yakın çevremde bile var bu. İyice mendebur muamelesi görüyoruz. Soruyorum hocaya, yönetime, topçuya olumlu tek satır ne yazalım?

Bana kızan tanığımı tanımadığım sevgili arkadaşım, eşim, dostum, akrabam senin kulubün olmuş çiftlik. Yahu adam çıkmış diyor ki 'TFF Başkanı çok gizli yürütmüş görüşmeleri.' Sanki operasyon yönetiyor? Sanki Messi'yi Barça’dan kaçırıyorlar ya da Pep Guardiola’yı Manchester’den gece vakti evinden aldılar. Şimdi de tebligat göndermişler. Mart ayında Şenol hocaya, sefer görev emri çıkmış. Vallahi de Billahi de Allah aşkına; federasyonu, hocası, yönetimi bir salın şu camiayı. Bırakın bu işlerin peşini. Başka taraflara konsantre olun. Başkan iş bağlantılarına, Şenol hoca milli takıma, TFF Başkanı da İddaa tarafına yönelsin. Sıkıldı bu tarafın insanları sizden. Ben yazmaktan, insanlar konuşmaktan sıkıldı. Allah korusun bunun sonu tribünde sinkafa kadar gidecek.

Haa bunlar camianın gözü önünde olup da mutlu olmadıklarımız. Şimdi buradan ben yazayım da o da üstümde kalmasın. Şu anda görevde olanlara herkes gelişine yapıştıryor da bu insanlar iyi, kötü görev almış çalışıyorlar. Sonuçlardan, gelinen durumdan memnun olanı da var olmayanı da. Amaaa bir de Devekuşu tayfası var, onlara hiç değinilmiyor. Hazır mevcutlara sallamaktan sıkılmışken onlara gelelim biraz da. Şimdi ortalarda Beşiktaş’lı işadamı, Beşiktaş’lı sanatçı, Beşiktaş’lı gazeteci gibi tabirleri olan kişiler var. Kulüp bunlardan hiçbir telif hakkı falan istemiyor da camianın istemesi lazım. O yaptığın işin başına Beşiktaş’lı payesini koyuyorsan yeri ve zamanı geldi mi de yanan evin içine gireceksin ey vatandaş. Hem bu isim ile caka sat hem de ihtiyaç oldu mu pırrrr. Yok öyle. Muhalefete bir bakın bakalım son yıllarda ne varmış ne yokmuş. Bir Serdar Adalı vardı zamanında büyük rekabete hatta seçime giden o da başkanın sağ kolu oldu. Adını bizim bildiğimiz ama kendini kongrelerde tanıtan ve yönetime cesaret ile talip olan sayın Rüzgar Sağnak vardı, duydum ki onu da yasaklı hale getirmişler. (Bu çağda yasak?) Şimdi sayın Hürser Tekinoktay adaylığını açıkladı ama sayın başkan son kongrede onu ciddi aday görmedi ki 'bana ciddi adaylar ile gelin' dedi. En son da sayın Aydoğan Cevahir çıktı ki benim onun ifadelerinden anladığım iyi İngilizce konuşuyormuş. Ee gerisi? Neredesiniz hanımlar beyler? Görmüyor musunuz kulüp ne halde? Ne zaman 'biraz çekilin bakalım, bu kulubü şimdi biz yöneteceğiz' diyen bir konsorsiyum kurulacak? Hep söylüyorum. Burası siyasi parti falan değil. Bakmayın başkanın öyle 'çıkın karşıma, işte sandık' falan demeçlerini, hepimizin bildiği öyle kişiler var ki 'çekilin bakalım öteye' dediklerinde o sandık olur mandık. Yani boşa düşer her hesap. Olması gereken de budur. Yoksa her kafadan bir sesin çıktığı büyük çoğunluğu değil de kendi çevresini temsil eden bir yapının aday olup kulubü seçim iklimine soktuğu bir durum abesle iştigaldir bana göre. Mevcut başkan sayın Fikret Orman’nın istediği de budur ki o yapıda kazanması pek muhtemeldir.

Buradan isim yapmak, reklam yapmak için değil de özellikle ve özellikle yönetme kabiliyeti olan ve profesyonel ekipleri başa getirecek her Beşiktaşlıyı ortak bir platformda buluşmaya ve aralarından seçecekleri en donanımlı yönetimi oluşturmaya davet etmek istiyorum. Toplumda saygın bir yer kazanmış, bürokratik konularda gücünü kullanabilecek kişilerin de olması tüm dünyada olduğu gibi bizde de avantaj. Yani kısacası kendi alanlarında güçlü birçok kişinin bir araya gelip doğru bir lider etrafında egolarını bir kenara koyarak birleşmeleri şu anda bu camianın en ihtiyacı olan aksiyondur. Böyle bir yapıya mevcut başkan ve yönetim dahil hiçbir kimsenin edecek tek lafı olamaz. Hatta kulubün bekası için destek bile vereceklerini düşünüyorum.

Hadi artık…